Başarılı bir çevrimiçi mağaza işletmek, sadece doğru hedef kitleyi sitenize çekmekle kalmaz; aynı zamanda onların dikkatini çekip, satın almaya ikna etme becerisini de gerektirir. Sitenizin bu alandaki başarısını gösteren önemli bir ölçüt ise hemen çıkma oranıdır.
Hemen çıkma oranı nedir?
Hemen çıkma oranı, sitenize gelen ziyaretçilerin bir sayfayı görüntüleyip, başka sayfalara geçmeden ayrılma yüzdesidir. Bu ölçüm, sitenizin potansiyel müşterileri ne kadar iyi çektiğini anlamanızı sağlar. Eğer hemen çıkma oranınız oldukça yüksekse, bu, ziyaretçilerin dikkatini çekmekte pek başarılı olamadığınızın bir işareti olabilir. Bu da, onları satın almaya ikna etme şansınızın oldukça düşük olduğu anlamına gelir.
İyi bir hemen çıkma oranı nedir?
“İyi” ya da “Kötü” bir hemen çıkma oranını tanımlamak için kesin bir kural yok. Neil Patel gibi bazı uzmanlar, ortalama hemen çıkma oranlarının tüm sektörlerde %45-65 arasında değiştiğini belirtiyor. Hubspot ise hemen çıkma oranlarını Google tarafından derlenen sektör karşılaştırmalarına göre sıralıyor. Onlara göre, ortalama e-ticaret hemen çıkma oranı %20-40 civarında olmalı.
Mantık, iyi bir hemen çıkma oranının bu ortalamanın içinde veya altında bir değer olacağını gösteriyor.
Bununla birlikte, sitenizi geliştirmek için hemen çıkma oranınızı sektörel kıyaslama ölçütleri veya diğer web siteleriyle karşılaştırmaktan ziyade, kendi performansınızla karşılaştırmaya odaklanmalısınız.
Hemen çıkma oranınızı nasıl buluyorsunuz?
Hemen çıkma oranı, genellikle Google Analytics’e giriş yaptığınızda veya Kitle > Genel Bakış bölümüne gittiğinizde ilk sayfanın başında karşınıza çıkar. Ancak bu sayı, varsayılan bir süre boyunca sitenizin hemen çıkma oranını gösterir ve size çok fazla bilgi vermez.
Eğer Davranış > Site İçeriği > Tüm Sayfalar sekmesine giderseniz, sitenizdeki her bir sayfanın hemen çıkma oranını görebilirsiniz. Süreyi sağ üst köşeden ayarlamak da mümkün.
WooCommerce Google Analytics, online mağazanızdan detaylı analizler elde etmek için harika bir yol sunar. Bu uzantı, analitik verilerinizle gerçek satışlar arasındaki bağı görmenize yardımcı olur; böylece gelirinizi artırmak için önemli kararlar alabilirsiniz.
Hemen çıkma oranlarını nasıl ölçmelisiniz?
Hemen çıkma oranlarını, yeterli bir örneklem büyüklüğüyle ya da iki önemli olay arasında bir zaman dilimi kullanarak ölçmelisiniz. Örneğin, bu ayın hemen çıkma oranlarını, geçen ayın aynı ayıyla karşılaştırabilirsiniz. Eğer yeni bir site tasarladıysanız, lansmandan sonraki ilk ayı, lansmandan önceki ayla kıyaslayarak da değerlendirme yapabilirsiniz.
Hayal edin ki bir reklam için para harcıyorsunuz, ama gönderdiğiniz kişilerden hiçbiri satın alma yapmıyor. Küçük bir örneklem büyüklüğüne sahip olmanız, yeterli veri olmadığı için büyük değişiklikler yapmanıza neden olmamalıdır.
Genellikle, günlük hemen çıkma oranlarına dayanarak karar vermekten kaçınmak akıllıca olur; çünkü herhangi bir gün, verilerinizi etkileyen bir anormallik yaşanabilir. Ancak, bazı durumlarda bu anlamlı olabilir. Eğer her yıl satışlarınızın büyük bir kısmını oluşturan tek bir etkinliğiniz varsa, bu yılki etkinlik tarihini geçen yılınki ile karşılaştırarak günlük bir analiz yapmak isteyebilirsiniz.
Günümüzde hemen çıkma oranlarını takip etmenin bir nedeni, sitedeki büyük değişiklikleri tespit etmek değil, sorunları bulmaktır. Normalde %35’lik bir hemen çıkma oranı görüyorsanız ve bir gün bu oran %90’a fırlarsa, daha fazla araştırma yapmanız gerekebilir. Sitenizde bir sorun olabilir.
Son olarak, hemen çıkma oranını ölçerken kullandığınız örneklem büyüklüğünün veya zaman aralığının ötesinde, tam olarak neyi değerlendirdiğinizi düşünün. Bireysel sayfaların alışılmadık derecede yüksek veya düşük hemen çıkma oranlarına sahip olabileceğini ya da belirli sayfa kategorilerinin diğerlerinden daha iyi performans gösterdiğini fark edebilirsiniz.
Sayfaları tek tek veya gruplar halinde analiz ederek, sadece sitenizin genel hemen çıkma oranına bakmakla kalmaz, aynı zamanda hangi sayfaların veya içerik türlerinin müşterilerinizi etkilediğini ve hangilerinin etkilemediğini de öğrenebilirsiniz.
Peki, insanlar neden dönüşüm yaşıyor?
İnsanlar birçok nedenden ötürü gelişim gösteriyorlar, ancak genellikle bu dört geniş alandan biriyle ilgili:
- Doğru türde ziyaretçileri çekmiyorsunuz. Eğer lüks müşterilere yönelik reklamlar yapıyorsanız ama siteniz harika bir tasarıma sahip olsa bile, yüksek bir hemen çıkma oranıyla karşılaşmanız kaçınılmaz.
- Onları daha fazla keşfe yönlendirmediniz. Sitenizde ilgi çekici veya dikkatlerini çekecek bir şey yoktu. Eğer sayfanızın mesajı onlara hitap etmiyorsa, en iyi hedeflenmiş kitle bile ayrılabilir.
- Kötü bir kullanıcı deneyimi yaşadılar. Belki siteniz çok yavaş yüklendi ya da kullanıcılar metni okuyamadı. Belki de bir kötü amaçlı yazılım uyarısı aldılar ya da kendilerini güvensiz hissettiren başka bir şeyle karşılaştılar. Eğer mobil cihaz kullanıyorlarsa ve siteniz mobil uyumlu değilse, muhtemelen başka bir yere geçtiler. Menünüz karmaşıksa ve nereye gideceklerini bulamadılarsa, o da onları kaçırabilir.
- Tam olarak aradıkları bilgiyi sağladınız. Yüksek çıkma oranına sahip bir sitenizin belirli bir sayfasının her zaman yeniden tasarlanması gerektiği anlamına gelmez. Aslında, kullanıcıya değer sunmanın ne kadar etkili olduğunu gösteriyor. Nasıl mı?
Hemen çıkma oranını değerlendirirken, her zaman kullanıcı deneyiminin bağlamını ve pazarlama hedeflerinizi göz önünde bulundurmalısınız.
Hemen çıkma oranınızı artırmak için neler yapabilirsiniz?
1 – Teknik
Kullanıcılar, sitenizin hızlı bir şekilde yüklenmesini bekliyor. Kullandıkları cihaza uygun olmasını ve rahat bir şekilde gezinebilmeyi umuyorlar. Ayrıca, SSL sertifikası veya endüstri onayları gibi güvenilirlik işaretlerini de arıyorlar.
Siteniz mobil uyumlu mu? Artık daha fazla ziyaretçi, her zamankinden daha fazla mobil cihazdan göz atıyor ve bu oran her gün artıyor. Eğer siteniz mobil cihazlarda zor geziniliyorsa, ziyaretçilerinizin başka sayfalara geçmeden ayrılma olasılıkları oldukça yüksek.
2 – Dikkat Dağıtma Sınırı
Sayfanızda çok sayıda reklam varsa, birden fazla teklif yanıp sönüyor, pop-up’lar ve genel kargaşa, fiziksel bir mağazaya girdiğinizde aynı anda birkaç saldırgan satıcı tarafından karşılanmak gibi bir his yaratabilir. Bu durum, deneyimi olumsuz etkileyebilir ve müşterilerin ayrılmasına neden olabilir.
3. Kolay Gezinme Oluştur
Eğer geniş bir ürün yelpazesi sunuyorsanız, seçeneklerinizi net ve hızlı bir şekilde sunmaya özen gösterin. Örneğin, ruj, pudra ve rimel satıyorsanız, kullanıcı sitenize girdiğinde sadece rujları görüyorsa, bu durum kafa karışıklığına veya sinirlenmeye yol açabilir ve kullanıcı siteyi terk edebilir. Hızlı bir şekilde seçim yapabilmeleri için geniş kategoriler sunun ve onların kendi yollarını bulmalarına izin verin.
Menünüzdeki öğeler kısa, özlü ve anlaşılır olmalı; bu sayede bağlantıyı tam olarak açıklayabilirsiniz. Menünüzde karmaşık terimler veya jargon kullanmaktan kaçının; çünkü ilk kez gelen bir ziyaretçi bunların ne anlama geldiğini anlamakta zorlanabilir.
4. Yüksek kaliteli, Benzersiz Görüntülere Sahip
Yüksek kaliteli görseller, çevrimiçi mağazanızın başarısı için son derece önemlidir. Kullanıcılar ürünleri fiziksel olarak göremediği ve ellerinde tutamadığı için, deneyimi olabildiğince gerçekçi hale getirmek istersiniz.
Stok fotoğraflar başlangıçta iyi bir seçenek gibi görünebilir ve bazı durumlarda gerçekten de öyle olabilir, ancak başka mağazaların da kullanabileceği bu tür görseller, sizin için özgün bir marka oluşturmanıza yardımcı olmaz. Kullanıcıların sizin markanızı özgün ve farklı bulabilmesi için tutarlı bir görünüm yaratmaya özen gösterin. Bu, tüm fotoğraflarınızda belirli filtreler kullanmayı veya tutarlı bir ortamda modellerle çalışmayı içerebilir.
Bir sonraki faydalı içerikli yazılarımızda görüşmek üzere!
